The Upside – Film İncelemesi

The Upside duygu yüklü bir film olarak izlenmeyi hak ediyor. Amazon’un Prime Video için çektirdiği özel işlerden bir tanesi olarak misyonu da var. Platformda izlenebilecek kaliteli işler arasında yer alıyor diyebiliriz.

The Upside filminin başrollerinde Nichole Kidman, Kevin Hart ve Bryan Cranston yer alıyor. Yönetmen koltuğunda ise Neil Burger oturuyor. Intouchables filminin Amerikan uyarlaması olarak çekilmiş. Başarılı bir uyarlama olduğu söylenebilir.

Duygusal yapımlardan hoşlananlara hitap edecek türde bir Film olmuş. Ama bu Prime Video gibi seyirci çekmeyi amaçlayan bir platform için bu türde yapımlar çok kullanışlı değil. Bu film daha çok halihazırda prime üyeliği alanların iyi vakit geçirmesini sağlar. Her ne kadar başarılı bir yapım olsada günümüzde yüksek prodüksyonlu film ve diziler üyelik topluyor.

The Upside Konusu

The Upsike Konusu itibariyle iki yalnız adamın dostluğunu anlatıyor. Philip ve Dell çok farklı karakterler olmakla birlikte ikisi de kendi dünyasında kayıptır. Bu yüzden aralarında zamanla bir bağ gelişir. Dell dışa dönük bir karakter olduğundan Philip’in hayata dönmesine yardım eder.

Ana konu dostluk olmakla birlikte, engelli bireylerin yaşamı, sevdiklerini kaybetmenin travması, eski hükümlülerin karşılaştığı önyargılar gibi pek konudan da bassediyor. Bunu incelikle ve hikayeye yedirerek yapıyor. Yani mesaj vermek için tirad attıran diğer yapımların yaptığı hataya düşmüyor.

The Upside Karakterler

Dell Scoott, hapishaneden şartlı tahliye ile çıkmıştır. Bu yüzden bir an önce iş bulması gerekmektedir. İş ararken Philip Lacasse isimli bir milyarderin bakıcılığı için görüşmeye gider.

Philip, yamaç paraşütü yaparken kaza geçirip felç kalmıştır. Karısını da kaybettikten sonra yaşamına hiç değer vermiyordur. Artık tamamen ölümü bekleyen depresif bir hal almıştır.

Yvonne, Philip’in yakın dostu aynı zamanda işlerinin yöneticisidir. Zorlu biri olmakla birlikte Philip’e değer vermektedir.

Genel Değerlendirme

İkinci şans fikri filmin ana teması denilebilir. Bu iki karakter içinde geçerli oluyor. Scott, geçmişte yaptığı hatalardan sonra ikinci şans arıyor. Bu fırsatı elde ettiğinde insanlara yardım ediyor. Philip ise kaza sonrası hayatının bittiğini düşünen birisi haline gelmiş. Scott ile tanıştıktan sonra yaşamaya devam etmenin mümkün olduğunu deneyimliyor.

Onarılması gereken aile ilişkileri de filmde işleniyor. Scott hem oğlu hem karısı ile kayıp zamanları telafi etmek istiyor. Ama bu noktada biraz eksikler var. Olay sadece maddiyat üzerinden dönmemeliydi. Sadece çabalamasının bile bir değeri olduğunu işleselerdi daha iyi olurdu. Filmin tek sevimsiz tarafı buydu denilebilir.

Philip kendi seçtiği yalnızlığa gömüldüğünde bu onun için yıkıcı bir hale dönüşüyor. Tabi bu yolu seçmesinde hayatın acımasız yüzü de etkili oluyor.

İkinci yarıdan itibaren gelişen aşk hikayesi de çok güzel ilerliyor. Filmin kalitesini arttıran bir unsur olmuş. Oyuncuları performansı da bunda çok etkili denilebilir. Diğer filmlerden farklı olarak naif ve özenli yazılmış.

The Upside yavaş ilerliyor ama insanı duygulandırmayı başarıyor. Karakterlerle bağ kurmanın belki zaman alıyor ama en sonunda onların acılarını hissedebiliyorsunuz. İç karartıcı bir film değil çoğu zaman mizah ağırlıklı sahneler izliyorsunuz. Acı, mutluluk ve komedi başarılı şekilde harmanlanmış.